Bu Blogda Ara

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Ben Falı

Geldi bir dirsek mesafesinde sağ yanıma oturdu. Bir dirsekten uzun saçlarını savurup, rüzgarla harmanlayıp tepeden topladı. Fikri sıkıp suyundan yakınlık çıkaracak bir tip değildim. Yine de bu rahatlığı ve yapmacık olmayan kendiliğindenliği gözüme battı. Gözüm alerjiktir, iyi geçinemez herşeyle. Gayri ihtiyari kafamı çevirmiş bulundum, o gözünü hemencecik çekememiş bulundu, bedenlerimiz genişliğe yüzlerimiz birbirine dönmüş bulundu. Ağzım bunu tatlı bulmuş olacak ki gülümsemiş bulundu, üst dudağının hemen bir parmak üstünde bulunan ben esnemiş, gerilmiş,bir harfe dönüşmüş bulundu. Böyle şeyler anlık olur, kasten ya da tamamen rastlantısal bu yüzyüzeleşmeler insanları utanca yakın bir ifade ile gülümsetir ve herkes köşelerine döner. Bu an uzamış, uzamışken serpilmiş, gürbüzlemiş, sıcağın da etkisiyle olacak yeşermiş, filizlenmiş bulundu. "Ne tip bir meyve verir acaba biraz daha beklesek?" diye sormuş bulundum. O boşta bulunmuş olsa gerek, duyamamış gibi bir karış kadar yaklaşarak, tekrar eder misin bakışında bulunmuş oldu. Bu eskisinden daha yakınlık, bir bilinmezden yola çıkıp evrenin sırrını bulmaya doğru giden bir yolculuk gibi, tesadüfün iğne deliğinden geçerek en yakın taksiye el etmiş bulundu. Taksi durdu. "Uzaksa alamam, taksiyi devredeceğim" buyurdu. "Yolu bilemiyoruz, yolculukla ilgileniyoruz" dedik beraber. Beş lira verip özür diledik. Başka araç bakmaya koyulduk. İnceden bir yağmur başladı. Kapalı yerler muteber, ulaşım aracı karaborsa oldu. Birimiz gökkuşağı aramak için göğe diğerimiz taksiye baktı. Karşı kaldırımda göğe mutluluk verici bir efervesan gibi davranan bir şair peydahlandı. Bize Uyar'dı ve bizi uyardı. Gökkuşağının olduğu yerlerden yürüyerek döndüğünü ve bir jetpack için 280.000 dolar istendiğini söyledi. Güneş açtı, yağmur dindi. Şair buharlaştı, göğe yükseldi. Bir taksiye el ettim durdu, camı açtı, kafam içeride kıçım dışarıda sordum; "Devren taksi pahalı oluyor, sıraya yazılıp plaka mı alsak" dedim. An yırtıldı, yırtılan ucundan suya değip süratle yumuşadı. Taksicinin yüzü kızın yüzüne döndü. "Saati soracaksanız saat daha erken, tüketilmekten küçülmüş duyguları daha küçük kaplara alıp yeni birşeyler denemek için vakit var." demiş bulundum. Az önceki yakınlığı korurken büsbütün gülmüş, dudağının üstündeki ben de iyice uzayıp bir yılana dönmüş bulundu. "Yok, çakmağınızı rica edecektim." demiş bulundu. Bedenimi ona doğru uzatarak cebimde beden sıcaklığında huzurla yatan çakmağa uzanmış bulundum. Mesafemiz aynı makarnayı iki uçtan yiyebilecek kadar kısaldı, gölgelerimiz birleşti, sıcağımız birbirine karıştı. İki karadenizlinin birbirine yakınlaşabileceği maksimum noktaya gelmemizi sağlayan başta çakmak olmak üzere, tek hücreli yaşam formları, elementler, cosmos saygıyla sıraya girdi. Çakmağı uzatırken ona vermek değilde sigarasını yakmak istediğimi belirtecek şekilde çakmağı kavrayarak uzatmış bulundum elimi. Dışarıdan bakınca bu denge oyununa benzeyen iki kişilik sahne, hayatın tiyatrosunda oyuncuların inisiyatif alıp tiradını uzattığı, dolayısıyla çok kas gücü gerektiren ve durağan ama tutkulu bir kare ile fotoğraflanıp turneye gönderildi. Turne zorlu, performans değişken ve seyirci mutlaka ilgisizdi. Adı olmayan turne, parası neyse verip izleyenlerle, izleyip anlamayanların arasında sıkıştı. Oyun çıkışı çıkan arbedede çok kişi yaralandı, paralar iade edildi. Aramızda kalan iki sigara uzunluğundaki boşluğu bir sigaraya indirerek ve kafasını hafif sağa doğru yatırarak eğilmiş bulundu. Sigarasını yakmakla sigarasının ucundan öpmek arasında kaldım. Bu tereddütüm yakında çıkılacak yüksekçe bir tepe arandı. Tepeye tırmanıp, konuya yüksekten bakıp, olanı ve olacağı gün yüzüyle görüp, yüksekte hava daha soğuk olacağından akşama kalmadan yaşanabilir yeni bir coğrafya bulmak istedi. Çakmağı yakmış, boştaki elimle siper etmiş dolayısıyla başımı hafifçe sola çevirmiş bulundum. "Ben falınıza bakılırsa güldüğünüzde dönüştüğü şekil olan yılan, hiyeroglif derler resimlerden oluşan enayice bir alfabedir, hem F hem de V harfi yerine kullanılır." demiş bulundum. "Anlamadım" demiş bulundu. "Merhaba ben Vedat, ben haritanız sizin de farkında olmadığınız bir mesaj vermeye çalışıyor olabilir mi? " demiş bulundum. "Ben tarot tercih ediyorum." demiş bulundu. "Tarotta da âsaya sarılmış yılan iktidar demektir. İktidar ille de muktedir olmak demek değildir. Ben birlikte alınan kararlara inanırım." demiş bulundum. "Ben sizin vaktiniz almayayım, teşekkürler ateş için" demiş ve aramızdan suyun sızmaya utanacağı mesafeyi galaktikasal boyutlara çıkararak çekilmiş bulundu. 

Önüme döndüm. Ne yapıyorduk? Evet. Genellemeler. Not edin; ihtimaller güzeldir, müzik dostunuzdur ve her bıyıklı babanız değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder